Geçmişten günümüze su içinde yürümek ve hidroterapi, hareket bozuklukları için etkili bir çözüm olarak kullanılmıştır. Bu nedenle bel fıtığı ve eklem rahatsızlığı yaşayan hastalara doktorlar ve fizyoterapistler, suda yürüyüşve düzeltici egzersizler önermektedir. İşte bu ihtiyaçlardan yola çıkarak, su altı koşu bandı üretme fikri doğmuş ve endüstri uzmanları bu cihazın üretimine başlamıştır.
Su altı koşu bantları genel olarak iki ana kategoriye ayrılır:
Bu modeller, iki silindir ve bir bant sisteminden oluşur.
Kişi bandın üzerine çıkıp adım attığında, bant eğimli yapısı sayesinde hareket eder.
Ancak:
Daha fazla fiziksel güç gerektirir.
Kullanım için mutlaka bir havuz alanı olmalıdır.
Bu modelde, suyun içinde bulunduğu kapalı bir kabin vardır.
Koşu bandı, elektrik motoruyla çalışır.
Motor tamamen su bölmesinden yalıtılmıştır.
Hızı, hasta ya da doktor tarafından ayarlanabilir.
Bu model, kullanım kolaylığı, hijyenik ortam ve tedavi süreçlerinde kontrollü uygulama açısından büyük avantaj sağlar.
Su egzersizleri ilk olarak 1978 yılında popülerlik kazandı ve etkili sonuçları nedeniyle insanlar arasında giderek daha yaygın hale geldi.
Suda yürümenin faydaları, kuru koşu bantlarında bulunmayan suyun özel fiziksel özelliklerinden kaynaklanır. Bu yüzden, gün geçtikçe daha fazla kişi su koşu bantlarını tercih etmektedir.
Su egzersizleri, yaş ve vücut şekli fark etmeksizin egzersiz yapmak için en iyi yollardan biridir ve toplumun her kesimi – hatta hareketsiz bireyler – tarafından bile kullanılabilir. Suyun fizyolojik faydalarından biri, kalp ve solunum dayanıklılığını artırması ve kasları güçlendirmesidir. Ayrıca, su egzersizleri çok fazla ekipman gerektirmez, bu da onu birçok durum için ideal hale getirir.
Suyun bir diğer özelliği ise kaldırma kuvveti (yüzerlik) sayesinde vücuda ağırlıksızlık hissi vermesidir. Bu da eklemler üzerindeki baskıyı büyük ölçüde azaltır. Ancak bu özellik kuru koşu bantlarında yoktur. Bu nedenle, kuru koşu bantları yalnızca sağlıklı bireyler için uygundur. Eklemleri hasar görmüş kişiler için uygun değildir ve aşırı kullanımda diz eklemlerine zarar verebilir; çünkü darbe doğrudan bacak eklemlerine aktarılır.
Bu yüzerlik özelliği, su yüksekliğine bağlıdır. Su ne kadar yüksekse, eklemler üzerindeki baskı o kadar azalır.
Ve eklemleri hasarlı kişiler için uygun değildir ve normal bir koşu bandının aşırı kullanımı bile darbenin bacak eklemlerine aktarılması nedeniyle diz hasarına neden olabilir. Bu kaldırma kuvveti özelliği suyun yüksekliğine bağlıdır ve suyun yüksekliği ne kadar yüksekse eklemler üzerindeki basınç o kadar azalır.
Bu özellik daha kolay doğum yapanlar ve hamile kadınlar için de oldukça faydalıdır.
Suyun çok ilginç özelliklerinden biri de suyun moleküler yapışma özelliğidir, bu özellik dengesiz ve denge bozukluğu olan kişiler, MS ve Parkinson hastaları için çok etkilidir, böylece başka birinin onları tutmasına gerek kalmadan suda yürüyebilirler ve böylece kaslarını güçlendirebilirler. Doktorlara göre, su koşu bantlarının terapötik yönleri çeşitli egzersizlerle oldukça kapsamlıdır; ancak bunlar su koşu bantlarının tüm faydaları değildir. Su koşu bantlarını kullanarak, kuru koşu bantlarında yürümeye göre birkaç kat daha fazla kalori yakabilir, bu da kilo vermenize ve kondisyonunuzu geliştirmenize yardımcı olur. Profesyonel sporcular da eklemlerine zarar vermeden dayanıklılık ve toparlanma egzersizleri yapmak için su koşu bantlarını kullanabilirler.
Sporcular su koşu bantlarını kullanarak daha az stresle ama daha fazla etkiyle yarışmalara hazırlanabilirler.
Bahsedilen tüm faydaların yanı sıra, su çok sakinleştirici olabilir ve stresi azaltmaya ve insanları rahatlatmaya yardımcı olabilir.